Rahim sarkması (pelvik organ prolapsusu) için yapılan onarıcı ameliyatların ardından cinsel yaşamın nasıl etkileneceği sıkça merak edilir. Genel olarak bilimsel kanıtlar, bu operasyonlar sonrası cinsel fonksiyonların kötüleşmediğini, aksine çoğunlukla iyileştiğini veya ameliyat önceki haliyle aynı kaldığını ortaya koymaktadır. Pelvik bölgedeki anatomik düzelme ve sarkmaya bağlı rahatsızlıkların giderilmesi, cinsel sağlık üzerinde genellikle olumlu bir etki yaratır. Bu nedenle rahim sarkması ameliyatı sonrası cinsellik konusunda genel beklenti, fonksiyonların korunması veya daha iyi hale gelmesi yönündedir.
Bilimsel çalışmalara baktığımızda genel tablo oldukça olumlu. Rahim sarkması için yapılan onarıcı ameliyatlardan sonra kadınların cinsel fonksiyonları çoğunlukla ya daha iyiye gidiyor ya da ameliyat öncesiyle aynı kalıyor. Cinsel yaşamın kötüleşmesi durumu ise pek sık rastlanan bir durum değil. Bu iyileşme, genellikle cinsel işlevi ölçen anketlerdeki puanların artmasıyla da doğrulanıyor. Ameliyatın getirdiği genel yaşam kalitesindeki artış da sıklıkla cinsel hayattaki olumlu gelişmelere eşlik ediyor. Şunu da eklemek gerekir ki her kadının deneyimi kendine özeldir ve nadiren de olsa bazıları farklı sonuçlar yaşayabilir.
Ameliyatın en belirgin ve tutarlı faydalarından biri, sarkmanın kendisinin yarattığı engelleri ortadan kaldırmasıdır. Ameliyat öncesinde birçok kadın, vajinadaki dolgunluk hissi, basınç veya özellikle ilişki sırasında idrar kaçırma korkusu gibi nedenlerle cinsel aktiviteden kaçınabiliyor. Ameliyat sonrasında ise bu fiziksel ve psikolojik engeller ortadan kalktığı için, kadınlar ilişki sırasında sarkmayla ilgili daha az endişe duyduklarını belirtiyorlar. Kendilerini daha rahat hissettikleri için cinsel aktiviteye geri dönmeleri kolaylaşıyor. Sarkma nedeniyle hissedilen utanma veya kendini kötü hissetme gibi olumsuz duygular da önemli ölçüde azalıyor. Bu duygusal rahatlama da genel cinsel tatmini olumlu etkiliyor.
Evet, bu ameliyatların en önemli olumlu etkilerinden biri de cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrının (tıp dilinde disparoni) genellikle azalmasıdır. Yapılan çalışmalar farklı sarkma ameliyatlarından sonra ağrılı cinsel ilişki görülme sıklığının belirgin şekilde düştüğünü gösteriyor. Eğer ameliyat öncesinde zaten cinsel ilişki sırasında ağrı yaşıyorsanız, bu ağrının ameliyattan sonraki ilk 6-12 ay içinde geçme olasılığı oldukça yüksektir. Birçok kadında (%50 ila %75 arasında) var olan ağrı ameliyatla birlikte ortadan kalkıyor. Bu durum ameliyatın ağrı konusunda net bir rahatlama sağladığını gösteriyor.
Ameliyat genellikle ağrıyı azaltsa da çok düşük bir ihtimalle ameliyattan önce ağrısı olmayan kadınlarda ameliyattan sonra yeni bir ağrı (de novo disparoni) gelişebilir. Bu risk genellikle %0 ile %9 arasında değişiyor, yani oldukça düşüktür. Bazı uzun süreli takiplerde %10 civarında oranlar bildirilse de genel olarak riskin yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Bu yeni gelişen ağrının nedenleri arasında ameliyat tekniği, iyileşme sürecindeki doku değişiklikleri veya nadiren kullanılan materyallere (örneğin mesh) bağlı sorunlar olabilir. Ancak çoğu kadın için böyle bir durum gelişmez. Yine de bu düşük risk hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Rahim sarkması sadece fiziksel bir rahatsızlık değil aynı zamanda kadınların kendilerini nasıl gördüklerini ve hissettiklerini de etkileyebilir. Ameliyat öncesinde sarkma nedeniyle olumsuz bir beden imajına sahip olmak, cinsel işlevi de olumsuz etkileyebiliyor. Ameliyatla birlikte sarkan organların anatomik olarak düzeltilmesi, sadece fiziksel semptomları gidermekle kalmaz, aynı zamanda kadınların beden algısını da sıklıkla olumlu yönde değiştirir. Kendini fiziksel olarak daha iyi hisseden, sarkmanın yarattığı dış görünüm endişelerinden kurtulan kadınların özgüveni artabilir. Bu iyileşmiş beden imajı, genel cinsel iyilik haline ve tatmine önemli bir katkı sağlayabilir.
Cinsel isteğin (libido) ve uyarılmanın ameliyat sonrası nasıl değiştiği konusu biraz daha değişkendir. Bazı kadınlar ameliyat sonrası cinsel isteklerinde ve uyarılma düzeylerinde belirgin bir artış yaşarken, bazılarında önemli bir değişiklik olmayabilir. Hatta nadiren de olsa azalma bildiren durumlar da literatürde yer almaktadır. Bu değişkenliğin nedeni, istek ve uyarılmanın sadece fiziksel durumdan değil aynı zamanda hormonal dengeden, psikolojik durumdan, yaştan, partnerle olan ilişkiden ve genel yaşam stresinden de etkilenmesidir. Ameliyat sarkmaya bağlı fiziksel ve bazı psikolojik engelleri kaldırsa da istek ve uyarılmayı etkileyen diğer faktörler devam edebilir.
Hastanın kendi dokularının kullanıldığı, yani sentetik yama (mesh) gibi yabancı materyallerin kullanılmadığı vajinal onarım ameliyatları (örneğin rahmin veya vajina tepesinin sağlam bağlara asılması) genellikle cinsel işlev açısından olumlu ve güvenilir sonuçlar verir. Çalışmalar bu tür ameliyatlardan sonra cinsel işlevin iyileştiğini veya en azından aynı kaldığını tutarlı bir şekilde göstermektedir. Ağrılı cinsel ilişki (disparoni) oranları da bu ameliyatlardan sonra genellikle azalır. Kendi dokusuyla yapılan farklı teknikler arasında (örneğin uterosakral veya sakrospinöz ligament süspansiyonu) cinsel sonuçlar açısından belirgin bir fark bulunmamıştır. Genel olarak güvenilir bir seçenek olarak kabul edilirler.
Sakrokolpopeksi, genellikle karından (açık, laparoskopik veya robotik yöntemle) yapılan ve vajina tepesinin veya rahmin sentetik bir yama (mesh) yardımıyla kuyruk sokumu kemiğine asıldığı bir ameliyattır. Bu yöntem de genellikle cinsel işlev açısından iyi sonuçlar verir. Özellikle vajinal yolla yapılan bazı ameliyatlara ve transvajinal mesh kullanımına kıyasla, sakrokolpopeksi sonrası ağrılı cinsel ilişki (disparoni) riskinin daha düşük olduğu belirtilmektedir. Anatomik başarı oranlarının yüksek olması ve daha düşük ağrı riski nedeniyle, özellikle cinsel olarak aktif kadınlarda tercih edilen bir yöntem olabilir.
Vajinal yoldan sentetik yama (mesh) kullanarak yapılan sarkma onarımları bir dönem popüler olsa da son yıllarda kullanımı önemli ölçüde azalmıştır. Bunun nedeni, mesh ile ilişkili potansiyel komplikasyonlardır. Meshin dokudan dışarı çıkması (erozyon/ekspozisyon), büzüşmesi, enfeksiyon kapması ve en önemlisi kronik ağrıya neden olması gibi riskler bulunmaktadır. Bu komplikasyonlar cinsel işlevi olumsuz etkileyebilir ve ağrılı cinsel ilişkiye yol açabilir. Cinsel işlev sonuçları açısından veriler çelişkili olsa da (bazı çalışmalar kendi dokusuyla onarıma benzer sonuçlar bulurken, bazıları olumsuz etkilerden bahseder), potansiyel riskler nedeniyle birçok ülkede vajinal mesh kullanımı kısıtlanmıştır. Sakrokolpopeksi ameliyatında karından yerleştirilen meshin riskleri ise genellikle daha düşüktür.
Rahim sarkması ameliyatı sırasında rahmin alınıp alınmaması (histerektomi) veya korunması (histeropeksi) kararının, ameliyat sonrası cinsel işlev üzerinde belirgin bir fark yaratmadığı görülmektedir. Her iki yaklaşımla ameliyat olan kadın gruplarında da cinsel işlev puanlarında benzer iyileşmeler gözlemlenmiştir. Bu nedenle rahmin korunup korunmayacağına karar verirken cinsel işlev birincil faktör olmamalıdır. Karar daha çok hastanın yaşına, rahmin kendi sağlığına (miyom, anormal kanama gibi ek sorunlar olup olmadığına), gelecekte çocuk isteyip istemediğine ve kendi tercihine göre verilir. Cinsel yaşam açısından her iki seçeneğin de benzer sonuçlar vermesi beklenir.
Bu web sitesi, yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Burada yer alan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi yerine geçmez. Sağlık sorunlarınız veya şikayetleriniz için mutlaka bir doktora başvurmanız gerekmektedir.
© 2024 Emre Destegül. All Rights Reserved. Web Tasarım: Tasarımevi