Gebelik, insan yaşamının belki de en heyecan verici süreçlerinden biri. Bu süreç içerisinde bebeğin gelişimini adım adım izlemek hem anne hem de baba adayları için tarifsiz bir mutluluk ve merak kaynağı. Ancak bu yolculuk sadece heyecandan ibaret değil; bebeğin sağlığını yakından takip etmek ve olası riskleri en aza indirmek için tıbbi açıdan da oldukça yoğun bir izleme gerekiyor. Bu noktada pek çok test, muayene ve tarama yöntemi devreye giriyor. İşte bu yöntemlerden biri de halk arasında "ayrıntılı ultrason" veya "detaylı ultrason" olarak bilinen, tıbbi literatürde ise "fetal anatomi taraması" ya da "ikinci düzey ultrason" adıyla geçen incelemedir. Ayrıntılı ultrason, gebeliğin 18. ve 22. haftaları arasında yapıldığında hem bebeğin organ sistemlerinin hem de vücudunun genel yapısının oldukça net bir şekilde değerlendirilebilmesine olanak tanır. Adeta bir evin inşaat halindeki planını incelemek gibi, bebeğin her köşesini, her detayını görmeye ve varsa bir sorun erkenden tespit etmeye yardımcı olur. Ancak "Ay mutlaka yaptırmalı mıyım?", "Acaba bebeğime zarar verir mi?", "Ne kadar güvenilir?" gibi sorular ebeveynlerin zihinlerini kurcalayabilir. Tıbbi açıdan bakıldığında ayrıntılı ultrason oldukça değerli bir yöntemdir. Peki gerçekten de zorunlu mudur, faydaları nelerdir, hangi haftada yapılmalıdır, ebeveynler bu konuda nelere dikkat etmelidir?
Ultrason denince pek çok kişinin aklında, hamilelikte karından jel sürülerek yapılan ve siyah-beyaz görüntüler elde edilen klasik yöntem canlanır. Evet, genel olarak doğru. Ancak ultrasonun da farklı amaçlarla, farklı teknik özelliklerde ve değişik zamanlarda yapılan türleri bulunur. Rutin takiplerde kullanılan basit ultrasonlar, bebeğin kalp atışlarını, temel boyutlarını (örneğin baş çevresi, karın çevresi, bacak kemiği uzunluğu) veya amniyotik sıvı miktarını kontrol etmek amacıyla yapılır. Ayrıntılı ultrason ise isminden de anlaşılacağı üzere çok daha detaylı bir inceleme sunar. Burada bebeğin organları (beyin, kalp, akciğerler, böbrekler, karaciğer vb.), omurgası, yüz yapısı, kol ve bacakları, parmak sayısı, hatta bazen beyin içindeki yapıların bile görüntüsü son derece ayrıntılı biçimde taranır. Bu tarama sayesinde bebeğin gelişiminde bir aksama veya yapı bozukluğu (örneğin kalp deliği, omurilikte açıklık, diyafram fıtığı, böbrek sorunları gibi) olup olmadığı tespit edilmeye çalışılır. Klasik ultrasonlar size kaba bir harita sunarken, ayrıntılı ultrason bu haritayı bir adım ileri taşır, adeta yüksek çözünürlüklü bir "kent planı" gibi ince detaylara inmeye çalışır. Böylelikle varsa risk faktörleri veya yapısal sorunlar erkenden görülerek gerekli önlemler alınabilir.
Ayrıntılı ultrasonun yapılmasının altında yatan temel amaç bebeğin gelişimini çok boyutlu olarak incelemektir. Bunu birkaç maddeyle özetlemek mümkün:
Yapısal Anomalilerin Tespiti
Doğum Planlaması ve Takibi
Gebelik Haftası ve Bebeğin Büyüme Değerlendirmesi
Amniyon Sıvısı ve Plasenta Değerlendirmesi
Ayrıntılı ultrason için genellikle tavsiye edilen zaman dilimi 18. ile 22. gebelik haftaları arasıdır. Burada sorulacak soru şu: "Neden tam bu haftalarda?" Çünkü bebeğin organlarının yeterli düzeyde geliştiği, ancak hâlâ rahimde hareket edecek kadar yerinin de olduğu bir dönemdir. Daha erken haftalarda organlar henüz tam oluşmadığı için detaylı bir inceleme zorlaşır. Daha geç haftalarda ise bebek büyümeye devam ettiğinden rahim içindeki hareket alanı daralır, bazı organların net görüntülenmesi güçleşir. Bu haftalar kabaca, bir kitabın ortalarına denk gelir. Kitabın başlarında (örneğin 12. hafta civarı) henüz hikâye tam şekillenmemiştir; sonlara doğru (örneğin 30. hafta sonrasında) ise pek çok şey belirginleşmiş, ama artık bazı sahneleri tekrar gözden geçirmek zorlaşmıştır. 18-22. haftalarda ise hikâye yeterince gelişmiştir ve kritik noktaları incelemek adına hâlâ iyi bir vakit vardır. Buna ek olarak elbette her gebenin koşulları aynı olmayabilir. Doktor farklı bir sebeple daha erken veya daha geç detaylı tarama isteyebilir. Örneğin yüksek riskli gebeliklerde (şeker hastalığı, hipertansiyon, genetik riskler, önceki gebeliklerde anomali öyküsü vb.) daha erken haftalarda ek taramalar istenebilir. Ancak ortalama bir gebelik için genellikle 20. hafta civarında yapılan ayrıntılı ultrason, en net sonuçları verecektir.
Bu soru aslında "Gerekli mi?" ya da "Şart mı?" şeklinde de ifade edilebilir. Ülkeden ülkeye, hatta hastaneden hastaneye değişmekle birlikte birçok ulusal ve uluslararası kılavuz, orta riskli veya düşük riskli gebeliklerde bile en az bir kez ayrıntılı ultrason yapılmasını önerir. Çünkü bu inceleme, gebelikte rutin olarak yapılan basit ultrasondan çok daha detaylı sonuçlar sağlar. Üstelik bu tarama, ciddi sayılabilecek pek çok anomalinin erken tanısında en önemli adımlardan biridir. Zorunluluk konusuna gelince: Yasal ya da katı bir zorunluluk olmaktan ziyade, tıbbî bir "standart" ya da "öneri" olarak görmek daha doğru. Yani "Yapmak istemiyorum" diyen bir anne adayına kanunen kimse zorla bu incelemeyi yaptırmaz. Ancak bebeğin sağlığıyla ilgili oluşabilecek olumsuz durumların önceden yakalanabilmesi için doktorlar güçlü bir şekilde bu incelemeyi önerir. Bazı aileler, ultrason dalgalarının zararlı olabileceği endişesiyle bu taramayı reddetmeyi düşünebilir. Güncel bilimsel veriler, gebelikte tıbbi amaçla uygulanan ultrasonun, özellikle de belirlenen süre ve kurallar çerçevesinde, bebeğe zarar verme riskinin son derece düşük olduğunu göstermektedir. Yine de bu konudaki çekinceler mutlaka sağlık ekibiyle konuşularak ele alınmalıdır.
Ayrıntılı ultrason teknik açıdan bakıldığında, diğer gebelik ultrasonlarından çok farklı bir prosedür değildir. Yine anne adayı muayene masasına uzanır, karın bölgesine ultrason jeli sürülür ve doktor ya da deneyimli bir ultrason uzmanı, yüksek çözünürlüklü transdüser (ultrason probu) ile bebeğin görüntülerini ekrana yansıtır. Ancak ayrıntılı ultrason, süre ve içerik olarak daha uzundur ve daha fazla ayrıntıya girer. Rutin kontrollerdeki basit ultrasonlar genelde 5-10 dakika sürerken, ayrıntılı ultrason 15-30 dakika ya da bazen daha da uzun sürebilir. Burada her organ sistemini incelemek, belli ölçümler almak, bazen bebeğin pozisyonunu değiştirmesini beklemek gerekir. Baş, beyin, yüz kemikleri, dudaklar, çene, kalp (dört odacık, kapakçıklar, damar çıkışları), akciğerler, karaciğer, safra kesesi, böbrekler, mesane, omurga, kol ve bacak kemikleri detaylıca taranır. Eğer bir organla ilgili kuşku verici bir bulgu varsa ek görüntüler alınır. Gerekli olduğunda Doppler ultrason (damarlardaki kan akışını gösteren yöntem) ya da üç boyutlu (3D) ve dört boyutlu (4D) görüntüleme devreye girebilir. 3D ve 4D teknolojisi, özellikle yüz ve vücut yapısını daha net görmeyi sağlar, ama asıl tanısal önemi olan kısım yine 2D ve Doppler incelemeleridir. Tüm bulgular kaydedilir, bebeğin ölçümleri standart tablolarla karşılaştırılır ve sonuçlar raporlanır. Eğer bir sıkıntı görülürse aileye bilgi verilir, gerekirse genetik testler veya ileri taramalar gündeme gelir.
Ayrıntılı ultrason öncesinde genellikle özel bir hazırlığa gerek yoktur, ancak bazı merkezler, anne adayından mesanenin bir miktar dolu olmasını isteyebilir. Çünkü çok erken haftalarda, dolu mesane rahmin konumunu biraz daha üste iterek daha net görüntü almayı kolaylaştırabilir. Fakat genelde 18-22. haftalarda bebek ve rahim zaten yeterince büyük olduğu için çok katı kurallar söz konusu değildir. Beslenme konusunda da ciddi bir kısıtlama gerekmez. Sadece, aç karnına gidildiğinde ya da tam tersi aşırı tokken yapılan incelemelerde bazen mide bağırsak gazı artabilir, bu da görüntü kalitesini bir miktar etkileyebilir. Ama bu durum çoğunlukla büyük bir problem yaratmaz. Bazı anne adayları, bebeğin hareketini artırmak adına, taramadan kısa bir süre önce hafif bir şeyler atıştırmayı tercih edebilir. Yine de bu tamamen isteğe bağlıdır; net bir kuralı yoktur. Ultrasondan sonra herhangi bir dinlenme ya da özel bir süreç gerekmez. Günlük yaşama hemen devam edilebilir. Eğer tarama sonucunda bebeğin sağlığı veya gelişimiyle ilgili endişe verici bir durum saptanmazsa, rutin gebelik kontrollerine devam edilir. Bir anomali şüphesi veya riskli bir durum görülürse, ileri tetkikler veya daha yakından takip planlanabilir.
Anne adaylarının zihinlerindeki en önemli sorulardan biri de "Ultrasonun bebeğe zararı olur mu?" şeklinde özetlenebilir. Bilindiği üzere ultrason görüntüleme, X-ışını gibi iyonize radyasyon içermez. Dolayısıyla radyoaktif ışınların yarattığı riskler burada söz konusu değildir. Ultrason, yüksek frekanslı ses dalgaları gönderir ve dokulardan geri dönen yankıyı (eko) analiz ederek görüntü oluşturur. Bilimsel çalışmalar gebelikte tıbbi indikasyonla ve uygun süre-limitlerde yapılan ultrasonun zararlı etkisinin çok düşük olduğunu göstermektedir. Elbette "Sıfır risk" ifadesi tıpta hiçbir işlem için yüzde yüz garantilenemez, ancak ultrason için var olan riskin minimal seviyede olduğu kabul edilir. Ayrıca ultrason cihazlarının ekranında yer alan ve "Termal İndeks" ile "Mekanik İndeks" olarak bilinen değerlerle, dokularda oluşabilecek ısı artışı veya basınç etkisi takip edilir. Uzmanlar bu indeksleri güvenli sınırlarda tutarak incelemeyi gerçekleştirir. Güvenlik konusunda bir diğer nokta ise ultrasonun gereksiz yere ve çok sık tekrarlanmamasıdır. Örneğin bebeği sık sık "göreyim" diye haftada bir ultrason çektirmek, tıbben endike olmadığı sürece önerilmez. Özel merkezlerde yapılan keyif amaçlı 4D ultrason seansları da mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Ama ayrıntılı ultrason gibi medikal amaçlı, tek seferlik ya da gerekli durumlarda birkaç kez tekrarlanan incelemeler, mevcut verilere göre güvenli kabul edilir.
Ayrıntılı ultrason, bebeğin adeta "detaylı bir sağlık taraması" gibidir. Tespit edilebilecek bulgulardan bazıları şöyledir:
Beyin ve Omurilik Anomalileri
Kalp Problemleri
Sindirim Sistemi ve Karın Organları
İskelet Sistemi ve Ekstremiteler
Yüz ve Dudak Yarıkları
Plasenta ve Amniyon Sıvısı
Eğer herhangi bir anomali saptanırsa, ileri tetkiklere başvurulur. Bazen genetik testler (örneğin amniyosentez) veya yenidoğan uzmanları, çocuk kardiyologları gibi branşlarla görüşme planlanabilir.
Ayrıntılı ultrasonu yaptıran her ailenin en büyük dileği, tabii ki "Her şey yolunda, hiçbir sorun yok" cümlesini duymaktır. Ama bazen beklenmeyen sonuçlarla karşılaşmak da mümkündür. Bu tür bir durum elbette endişe ve korku yaratabilir, ancak tıp dünyası bu tür vakalarda geniş bir çözüm yelpazesine sahip.
Tanının Kesinleştirilmesi
Genetik Testler
Tedavi veya Müdahale Planı
Psikolojik Destek ve Danışmanlık
Takip ve Doğum Planlaması
Ayrıntılı ultrason sonucu eğer normal çıkarsa, gebeliğin takibi rutin kontrollerle devam eder. Fakat tespit edilen ufak bir risk faktörü bile gebelik yönetimini değiştirebilir. Örneğin plasenta previa saptanmışsa, daha yakın takip, bazen istirahat önerileri veya kanama riskini azaltacak önlemler gerekebilir. Bebeğin kilosu düşükse (intrauterin gelişme geriliği şüphesi varsa) ya da amniyon sıvısı azalmışsa, daha sık ultrason ve NST (Non-Stres Test) takibi planlanabilir. Diğer yandan bebeğin kalbinde ya da başka organında önemli bir sorun varsa, farklı branşlarla multidisipliner iş birliği gündeme gelir. Çocuk cerrahisi, çocuk kardiyolojisi, yenidoğan uzmanı, perinatoloji gibi alanlar devreye girebilir. Bu tür durumlarda anne-baba adaylarına daha detaylı bilgi verilir ve doğum sonrası müdahaleler planlanır. Kimi zaman aileye, bebeğin durumunu daha iyi değerlendirebilmek için ek tetkikler (örneğin fetal MR) önerilir. Aslında bu süreç bir nevi "kriz yönetimi"ne benzetilebilir. Tıpkı bir futbol takımının sahaya çıkmadan önce rakibi ve takımın kondisyon durumunu bilmesi gibi, doktorlar da ayrıntılı ultrasonla elde edilen bilgilerle "maç planını" hazırlar. Bu plan doğrultusunda sürprizleri olabildiğince minimize etmek amaçlanır.
Gebelikte sadece ultrason yapılmaz, pek çok farklı tarama ve test de devreye girer:
Bu testlerin her biri farklı amaçlara hizmet eder. Örneğin ikili test, bebeğin özellikle Down sendromu veya diğer kromozomal anormallikler açısından riskini tahmin etmeye yöneliktir. NIPT ise anneden alınan kanda bebeğin DNA parçacıklarını analiz ederek daha yüksek doğrulukla kromozomal riskleri hesaplar. Ancak tüm bu testler, yapısal bir anomali olup olmadığını göstermez, sadece genetik ve kromozomal risklerle ilgili ipuçları verir. Ayrıntılı ultrason ise esas olarak "yapısal" bir değerlendirmedir. Yani organlarda şekil, yerleşim veya işlev bozukluğu var mı buna bakar. Bu nedenle ikili/üçlü test sonuçlarının yüksek risk çıkması durumunda ayrıntılı ultrason daha da önem kazanır. Tam tersi, ayrıntılı ultrason bir anomali saptarsa, bu sefer ek olarak genetik testler (NIPT, amniyosentez vb.) gündeme gelebilir. Yani bu testler birbirini tamamlar ve genel olarak bebeğin sağlık tablosunu daha net ortaya koymaya yarar.
Birçok anne-baba adayı, bebeğinin cinsiyetini öğrenmek için sabırsızlanır. Ayrıntılı ultrason esnasında, teknik olarak bebeğin genital organları incelenirken cinsiyet de görülebilir. Genellikle 16. haftadan itibaren bebeğin pozisyonu müsaitse cinsiyet tahmini yapmak mümkündür. 18-22. haftalarda ise görüntüleme daha da netleşir. Ancak ayrıntılı ultrasonun esas amacı, bebeğin cinsiyetini belirlemekten çok, yapısal gelişimi ve sağlığı incelemektir. Bazı çiftler "Sürpriz olsun" diyerek cinsiyeti öğrenmek istemeyebilir. Bu tamamen kişisel bir tercihtir. Eğer cinsiyeti bilmek isteniyorsa, uzman genelde bu konuda yardımcı olur; istenmiyorsa, bebeğin cinsel organına ilişkin görüntüleri ekranda göstermemeye özen gösterir. Bazen bebeğin duruşu uygun olmadığı için cinsiyet netleştirilemeyebilir. Karnı, bacakları ya da kordonu ön kısımda olup genital bölgeyi kapatabilir. Bu durumda kesin konuşmak için biraz beklemek ya da başka bir ultrasonda yeniden bakmak gerekebilir.
Bu tür ileri teknolojilerle yapılan incelemeler, bebeğin "fotoğrafını" çektirmek ya da "videosunu" saklamak isteyen aileler için hoş bir hatıra da olabilir. Yine de bu seansların çok uzun tutulmaması, fazla ısı ve dalga maruziyetinden kaçınılması önerilir.
Bu web sitesi, yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Burada yer alan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi yerine geçmez. Sağlık sorunlarınız veya şikayetleriniz için mutlaka bir doktora başvurmanız gerekmektedir.
© 2024 Emre Destegül. All Rights Reserved. Web Tasarım: Tasarımevi